Türkiye’de neredeyse her 2 kadından 1’i hayatının herhangi bir döneminde idrar kaçırma problemiyle karşı karşıya kalıyor.İdrar kaçırma, daha çok gebelik ve doğum sonrası süreçlere bağlı olsa da, menopoz ve yaşlılık dönemlerinde de kadınlar bu sorunla baş başa kalabiliyor.
Bir kadın olarak bilmeliyiz ki bu sıkıntılarımız utanılacak, saklanılacak ve üzeri örtülecek meseleler değil. Tüm bunların üstesinden, pelvik taban kaslarımızı güçlendirerek gelebiliriz.Bir fizyoterapist olarak pelvik taban ve eğitimi ile ilgili farkındalığım, 2009 yılından sonra Fransa’da yaşamaya başladığımda ortaya çıktı. “Hamilelik hastalık değildir, vücudun doğal bir halidir” yaklaşımının hakim olduğu Fransa’da gebeler günlük yaşamda oldukça aktif olmaya teşvik ediliyor.
Hatta öyle ki Fransa’da istisnasız her doğumdan sonra, hiçbir problem yaşamasa bile kadınlara gebelikte zayıflayan pelvik taban kaslarını tekrar eski haline getirmesi ve ileride oluşabilecek idrar kaçırmalarının önüne geçilebilmesi adına 10 seanslık pelvik taban eğitimi sunuluyor.Ülkeme döndükten sonra Fransa’da aldığım eğitim ve klinik tecrübelerime dayanarak kendime bu alanda farkındalığı artırmak adına bir misyon edindim.
Pelvik Taban konusunda uzman bir fizyoterapist olarak, “Pelvik Taban Atölyesi” ile düzenlenen gebe okullarında gebelere pelvik tabanın önemini anlatıyorum.Bunun yanında pelvik tabanı doğuma hazırlarken, bu dönemde gebeliğe bağlı fiziksel problemlerin tedavisini üstleniyor, doğumdan sonra zayıflamış ve yorulmuş pelvik tabanı eski fonksiyonuna getirmek için rehabilite çalışmaları yürütüyorum.