Kronik pelvik ağrıda çoğunlukla mesanede, kasıklarda, perine bölgesinde, bazen peniste veya testislerde ağrı ve sık idrara çıkma şikâyetleri akut bakteriyel prostatite benzer ve çoğu hasta öncelikle antibiyotik ile tedavi edilirler, fakat bu hastalar antibiyotiklere cevap vermezler. Bu durumda hastalar başka alternatif tedavilere yönelirler ve birçok işlem yaptırmış olurlar. Bakteriyel olmayan kronik prostatit- kronik pelvik ağrı sendromu pelvik taban kas rehabilitasyonuna yönlendirilmelidir. Malesef bu hasta grubu pelvik taban rehabilitasyonuna çok geç yönlendirme sonucu bize geldiklerinde psikolojik olarak yorulmuş ve hayat kaliteleri düşmüş durumda olur.
Bu hastalardaki en önemli risk faktörü stres olduğunu düşünürsek Türkiye’de kronik pelvik ağrı hastası pelvik taban rehabilitasyonuna yönlendirilene kadar sonuca ulaşamamış birçok işlem sonucu stres faktörleri oldukça artmış olmaktadır. Biliyoruz ki stres pelvik taban kasları için kasılmanın büyük bir nedenidir. Bu nedenle bazen bu hastalar pelvik taban rehabilitasyonu ile birlikte psikiyatrik konsültasyon ile antidepresan tedavisi ile beraber yönetilir.
Kronik pelvik ağrılı hastanın ürolojik şikayetlerine ek olarak bazen cinsel aktiviteyle ilgili şikayetleri de olabilir. Bu durum bazen erken boşalma, bazen sertleşme problemleri ve çoğunlukla cinsel isteksizlik olarak karşımıza çıkar.
Pelvik taban rehabilitasyonu cinsel terapi ile beraber yürütülür.
Kronik pelvik ağrılı hastalarda pelvik taban kaslarında ve çevre kaslarda kasılmalar ve ağrılı tetik noktalar vardır. Hastada gevşeyemeyen pelvik taban kaslarına öncelikle detaylı bir değerlendirme yapılır ve daha sonra pelvik taban rehabilitasyonu uygulanır. Pelvik taban uygulamalarımızda manuel tetik nokta gevşetme teknikleri ile birlikte biofeedback dediğimiz kas gevşetme tekniklerinden, solunum ve meditasyon tekniklerinde de yararlanırız.
Pelvik taban rehabilitasyonu bakteriyel olmayan kronik pelvik ağrılı hastalarda kısa sürede yüz güldürücü sonuçlar vermektedir. Hastaların uzun dönem öncesi başlayan şikayetleri bazen uzun soluklu bir tedavi sürecinede neden olabilir. Ancak tedavinin günlük yaşam kalitesini artıracak şekilde olumlu ilerlemesi tedavi sürecine katılımı ve motivasyonu artırır.